Biz ne tam olarak itaat ediyoruz, ne de tam olarak itiraz edebiliyoruz. Ne düzeni tamamen kabulleniyoruz, ne de onu değiştirecek cesareti gösterebiliyoruz. Arada kalmış, sıkışmış, yarım bırakılmış tepkilerle yaşıyoruz. Ve bu en yorucu hâl: Ne isyancı olabiliyoruz, ne de uyumlu. Çocukken başlıyor bu çelişki. Okulda “sorgulayıcı olun” deniyor ama sorular cezalandırılıyor. Evde “fikrini söyle” deniyor ama fikrin “saygılı” olması bekleniyor. Sınırlar belirsiz, çizgiler gri. Sonra