Amatörler Sistemleri Hackler, Profesyoneller İnsanları

Teknoloji hayatımıza sızarken sadece cebimize değil, zihnimize de yerleşiyor. Bilgisayar virüslerinden çok daha sinsi bir tehlike var artık: Toplumsal sosyal mühendislik. Birileri, ekranlarımızda beliren haber başlıklarıyla, sosyal medya akışlarında gördüğümüz görüntülerle, algılarımızı hackliyor. Bu yüzden diyoruz ya: "Amatörler sistemleri hackler, profesyoneller insanları."

Peki bu ne demek gerçekten? Artık birileri, şifrelerimizi kırmaktan çok, duygularımızı kurcalamayı tercih ediyor. Çünkü en savunmasız yerimiz, aklımız değil kalbimiz. Bir öfke seli yaratmak, bir korku iklimi oluşturmak ya da sahte umutlar pompalamak... İşte modern çağın sosyal mühendislik yöntemleri bunlar.

Profesyonel bir zihin manipülatörü için mesele, bir sistemin açık kapısını bulmak değil, insanların zihnindeki kapıları nasıl aralayacağını bilmek. Bunun en belirgin örneklerinden biri, geçmişte laboratuvar ortamında kurgulanan ve sosyal psikoloji tarihinde yerini alan "yanıltıcı kalabalık deneyi"dir. Deneklerin, grubun büyük çoğunluğu tarafından kasıtlı olarak yanlış verilen cevaba uyum sağladığı bu deney, bize şunu gösterdi: İnsanlar doğru bildiklerinden bile kolayca vazgeçebilir, yeter ki yalnız kalmaktan korksunlar.

Bu sadece bireysel bir zafiyet değil, toplumsal bir açıklıktır. Yani artık hedeflenen tekil bireyler değil, bütün bir toplumdur. Profesyonel sosyal mühendisler, bilgiyle değil algıyla çalışır. İnsanların ne düşündüğü değil, ne hissettiği önemlidir onlar için. Çünkü toplumlar bilgiyle değil, duygu ile yönlendirilir.

Bunu başarmanın yolları da belli: Gerilim yarat, panik üret, umut sat, düşman icat et, kahraman yarat... Toplumsal hafıza kısa, duygusal tepki kapasitesi ise yüksektir. Bu nedenle profesyoneller, toplumun zaaflarını bilir, onları kurgusal krizlerle sınar ve tepkileri ölçer.

Bu çağda uyanık olmak, sadece antivirüs programı kurmakla olmuyor. Kendimize bir tür zihinsel güvenlik duvarı inşa etmemiz gerekiyor. Her bilgiye hemen inanmamak, duygusal tepkilerimizi yönetebilmek ve en önemlisi, farklı görüşlere karşı sabır gösterebilmek.

Toplumsal bağışıklığımız, bireysel farkındalıklarımızla güçlenecek. Bilgi çağında bilgiye değil, manipülasyona maruz kalıyoruz çoğu zaman. O yüzden en büyük savunma, sorgulayan bir akıl ve sakin bir yürektir.

Unutmayalım: Bugünün profesyonel hackerları, modemlere değil, toplumlara sızıyor.

Ve bazen, en tehlikeli virüs; içimize ekilen bir öfke tohumudur.