top of page

Belki De Bu Yüzden

  • Yazarın fotoğrafı: CÜNEYT KAHYAOĞLU
    CÜNEYT KAHYAOĞLU
  • 8 Haz
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 10 Haz

Bu ülkede hiçbir şey tam değil. Ne bir sabah tam aydınlanır, ne bir gece tam kararır. İnsanlar ne tam güler, ne tam ağlar. Cümleler eksiktir, vedalar aceleye gelir, başlangıçlar hep bir yarım kalmışlıkla yaşanır. Türkiye, yarım kalan hayatların ülkesidir. Herkesin cebinde bir “keşke”, dilinde bir “belki” ve kalbinde tamamlanmamış bir hikâye vardır.

Çocukken hayalini kurduğumuz mesleklerin yerini, “ne iş olursa yaparım” kaygısı alır. Aşklar yarım kalır, çünkü ya tam kavuşulmaz ya bir sürü bambaşka kaygılar ağır basar. Gençler hayal eder, ama sistem seni başka bir yere sürükler. Ya sınav sistemi değişir, ya kontenjan doludur, ya da torpil sırasına girememişsindir. İçten içe bilirsin: Bu topraklarda istemek yetmez. Çoğu zaman çabalamak da yetmez. Tam olacakken bir şey eksik kalır daima.


Burada insanlar bir gün büyürken fark ederler: Sahip olduğu hayat, kurduğu hayat değildir. O yüzden herkes biraz başka biriymiş gibi yaşar. Yolda yürürken camlara yansıyan suretine bakmaz kimse. Çünkü kendiyle yüzleşmekten korkar. Belki de bu yüzden herkes biraz telaşlı, biraz yorgun, biraz eksik… Sanki hep bir yere yetişmeye çalışıyor ama hiç kimse nereye gideceğini tam bilmiyor gibi.


Toplumumuz da bireyler gibi yarımdır. Eğitim sistemi sürekli yenilenir ama hiç tamamlanmaz. Hukuk herkese eşitsin der, ama bazılarının sesi daha uzaktan gelir. Adalet, bazen yolunu kaybeder. İnsan hakları bir haberin altında üç gün boyunca konuşulur, sonra hemen unutulur. Gündemler çabuk değişir. Unutmamak üzerine yemin edilen acıların, bir sonraki seçim afişinin arkasında kaybolup gittiği bir ülkedir burası.


İlişkiler de yarımdır bu topraklarda. Sevdiğini söyleyemeyen, sevildiğini hissedemeyen bir kuşak büyüyor gözümüzün önünde. Birbirine ulaşamayan, aynı evde ayrı dünyalara bakan çiftler… Anneler babalar çocuklarına zaman ayıramıyor, çocuklar kendilerini ekranlarda arıyor. Herkes birbirine yakın, ama hiç kimse kimseye tam değil.


Peki neden? Çünkü bu ülkede çoğu şey, ya zamansız başlar ya da erken biter. Ne çocukluk doya doya yaşanır, ne de gençlik… Ne âşık olunan kişiyle bir ömür geçer, ne de dostluklar sonsuza kadar sürer,  ama daima yarım kalır. İnsan burada bir işe başlarken arkasını kollamak zorunda, bir sevgiye bağlanırken temkinli olmak zorundadır. Çünkü her şeyin bir anda elden kayıp gidebileceğini bilir. Ve belki de en çok bu yüzden, biz bu coğrafyada yaşayanlar olarak, tamamlanmaktan değil, tamamlamaktan korkar olduk. Bir şeyi tam yaşarsak, elimizden alınır sandık. O yüzden neşemizi yarım tuttuk, sevinçlerimizi kısmaya alıştık. Ağlamayı gecenin sessizliğine sakladık, gülmeyi başkalarının göz hakkına dokunmayacak kadar sessiz yaptık.


Türkiye, yarım kalmışlıkların toplamı bi ülkedir. Ve belki de bu yüzden bu kadar çok şiir yazılır, bu yüzden türküler hep biraz hüzünlüdürbelki de.


Çünkü insan, eksik olanı söyler en çok.

 
 
 

1 Yorum

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
Misafir
08 Haz
5 üzerinden 5 yıldız

Kaleminize, yüreğinize sağlık.

Beğen
Çapa 1
bottom of page