top of page

Sosyal Çürüme: Toplumun Arka Bahçesinde Kokuşmuş Değerler ve Çare Arayışları

  • Yazarın fotoğrafı: Onur Şirin
    Onur Şirin
  • 15 Eki 2024
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 17 Eki 2024

Son yıllarda toplum olarak bir şeylerin ters gittiğini fark ediyor musunuz? Yanlış, eksik ya da bozuk olan bir şey değil, her şey! Sokağa çıktığınızda insanlara selam vermek garip karşılanıyor, trafikte yol veren birine rastladığınızda neredeyse plakasını not edip “Bu kişi insanlığını henüz yitirmemiş” diye yetkililere bildiresiniz geliyor. İşte bu, "sosyal çürüme" dediğimiz olgunun en net örneği. Toplumun bütün kurumlarının, değerlerinin ve normlarının, günümüzün tüketim toplumunda çöpe atılmış kutu süt gibi bozulmaya başlamasıyla karşı karşıyayız.

 

Sosyal çürüme, sadece soyut bir kavram ya da akademik bir terim değil; aksine, iş yerinde patronun yüzünüze gülüp maaşınıza zam yerine "motivasyon konuşması" yaptığı, sokakta kavgaların sebebinin artık "neden" değil "neden olmasın?" olduğu bir gerçeklik. Peki, bu toplumsal kokuşma neden ortaya çıkıyor ve buna karşı ne yapabiliriz?

 

Sosyal Çürümenin Nedenleri

 

1. Ekonomik Eşitsizlik ve Adaletsizlik: Bildiğiniz gibi, dünyadaki servetin yüzde doksanının yüzde birlik kesim tarafından kontrol edildiği bir düzen var. Gerçekten de, açgözlülük bu kadar kazandırmasaydı kim bile isteye 'patron' olmayı seçerdi ki? Alt tabakadan gelenler için "Zengin olmayı dene" cümlesi, "Günde üç öğün trüf mantarlı makarna ye" önerisi kadar gerçekçi! Ekonomik adaletsizlik büyüdükçe, sosyal normlar ve güven duygusu birer birer yıkılıyor. Fakat hatırlatalım: Neoliberal masallar, bize eşit fırsatların olduğu bir dünya vadetmiyor; sadece dev markaların logosunu yüzünüzde gülümseyen bir dövme olarak taşımanızı istiyor.

 

 

2. Eğitimdeki Bozulma ve Ailelerin Çözülmesi: Aile demişken, biz artık ailenin ne olduğunu da unuttuk! Bir zamanlar çocuklara ahlaki değerleri öğretmesi beklenen anne babalar, şimdi "TikTok dansı nasıl yapılır?" diye internetten video izliyor. Eğitim deseniz, öğrencilerin çoğu matematik yerine "Z kuşağının favori akımları" dersini almış gibi. Topluma etik değerler aşılaması beklenen okullar, sabahları kimliksiz disiplin notları peşinde koşarken, akşamları TikTok’taviral olmaya çalışıyor. Hijyenden yoksun okullarda sistemsel çarpıklıklara uğraşan eğitim çalışanları bir yandan ekonomik sıkıntılarla boğuşmakta bir yandan da liayakatsizlik ve mobbing tehlikesi altında görev yapmaya çalışıyorlar.Başarı kriterini dolgun bir maaşla çalışacağı bir iş kriterine endekslenençocuklar da haliyle "Ben bu dünyaya ne için geldim?" diye sorarken, cevapları "Zengin olup Tesla almak" olunca, toplumsal normlar doğal olarak yerle bir oluyor.

 

 

3. Siyasal Yolsuzluk ve Meşruiyet Krizi: Bir siyasetçiye güven duymak, zaten eskiden beri lüks bir hayaldi. Ama günümüzde işler iyice kontrolden çıktı. Siyasiler, "halka hizmet" yerine "kendi cüzdanlarına hizmet" sözüne sıkı sıkıya bağlı bir anlayış geliştirmiş durumda. Yolsuzluk haberlerine artık kimse şaşırmıyor, sadece hangi banka hesap numarasının verildiğine bakıyoruz. Topluma yön vermesi gereken kişiler, çürümüş yapıyı bizzat besleyenler olunca, sosyal çürümenin kaynağını çok da uzaklarda aramamak gerekiyor.

 

 

4. Medya ve Kültür Politikaları: Eskiden sanatı, kültürü ve sosyal bilinçlendirmeyi destekleyen medya, bugün sosyal çürümenin sponsorlarından biri. Haberlerde verilen her boş bilgi, her skandal dedikodu ve her 'beşinci evliliğini yapan ünlü' haberi, topluma "Merak etme, asıl değerler bunlar" diye bağırıyor. İnsanlar da doğal olarak "Kolektif vicdan mı, influencer tavsiyesi mi?" sorusunda ikinciyi seçiyor. Sonuç olarak, toplumun değer yargıları Netflix’in haftalık trend listesi kadar hızlı değişiyor.

 

 

 

Peki çözüm ne? Aklımız erdiğince anlatmaya çalışalım.

 

1. Toplumsal Eşitlik ve Adaletin Yeniden İnşası: Eğer bu yazıyı okuyan ve maaşının son kuruşunu ay sonuna yetiremeyen bir vatandaşsanız, üzgünüm ama 'ekonomik eşitlik' kısmı sizin için hâlâ bir masal. Yine de, toplumsal huzurun yeniden sağlanabilmesi için ekonomik adaletin tesis edilmesi şart. "Patronlar hep patron, biz de hep köle mi kalacağız?" sorusuna inat, gelir dağılımındaki uçurumu kapatmak gerekiyor. Nasıl mı? Bunu tam olarak bilen yok, ama belki de ElonMusk’ın Mars’a gitmesine engel olup Filistin, Afrika, Doğu Turkistana gitmesini sağlayarak işe başlayabiliriz.

 

 

2. Eğitimde Reform: Eğer çocuklara "Ders çalış, iyi not al" diyerek iyi bir gelecek vadedeceğinizi düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Eğitim reformu, öğrencilere sadece mesleki bilgi vermekle kalmamalı, ahlaki değerleri ve toplumsal sorumluluğu da öğretmeli. Çocukları toplumun sorunları ile derlenen ve çözüm önerileri geliştiren bireyler olarak yetiştirmemiz gerekli. Aksi takdirde, geleceğin CEO’ları ve politikacıları yine bugünküler gibi çıkabilir: Kendi servetleri için sosyal çürümeyi hızlandıran yetenekli bireyler!

 

 

3. Siyasi Şeffaflık ve Halk Denetimi: Eğer "Siyasetçi dürüst olur mu?" diye bir soru soruyorsanız, bu konuda fazla umutlu değiliz. Ama en azından hesap verebilirlik mekanizmaları güçlendirilirse, siyasilerin "bireysel kâr-zarar hesapları" biraz daha zorlaşabilir. Halk denetimi ve şeffaflık uygulamalarıyla, "sözde hizmet" yerine gerçek hizmeti teşvik etmek mümkün.

 

 

4. Kültürel Değerlerin Yeniden İnşası: Toplumsal değerlerin inşası için, medya içeriklerinde "milyoner olmanın 5 kolay yolu" yerine "topluma katkı sağlamanın 5 zor yolu" öğretilseydi, belki işler daha iyi olabilirdi. Ama anlaşılan, bu iş de moda akımlar kadar geçici olacak. Medyanın, kültürel sorumluluk bilincini arttırmak adına daha fazla inisiyatif alması gerekiyor. En azından, "Yeni iPhone'un özellikleri mi, yoksa gönüllülük projeleri mi?" sorusunda ikinciye yer vermek zor olmasa gerek.

 

 

 

 

 

Özetle; sosyal çürüme, toplumun her kesimini etkileyen, bazen komik ama çoğu zaman acı veren bir süreçtir. Eşitsizlik, adaletsizlik ve ahlaki değerlerin erozyona uğraması, sosyal yapıyı içten içe çökertir. Ancak toplumu gerçekten dönüştürebilmek için, bireylerin ve kurumların bu çürümüşlüğü fark etmesi ve "Ben de sorumluyum" demesi gerekiyor. Unutmayın: Sosyal çürüme ile savaş, sokağa çöp atmamak kadar basit ama politikacıların gerçek sorunları çözmesini beklemek kadar karmaşık bir mücadeledir! Yani, işimiz biraz zor ama en azından elimizde Netflix aboneliği var. Onur Şirin

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
Çapa 1
bottom of page